Hasan Okçu Yazdı! İkinci Kadının Hikayesi


Uzun çabalarım, uzun uğraşlarım sonucunda nihayet ellerimde tutuyor olduğum ilk kitabım: İkinci Kadının Hikâyesi…

Kitabın ismini duyunca herkesin kafasında şekillenen bazı şeyler oluyor haliyle ve bazı sorular doğabiliyor. ‘’Neden ikinci kadın?’’, ‘’Aldatılan bir kadını anlatıyor kesin!’’, ‘’Ortada bir metres durumu falan mı var?’’ gibi bir sürü soru ve düşünceye yanıtlarımı veriyorum.

Kitabın ismine yüzeysel bakmayı biraz kırmak istedim burada. İkinci Kadının Hikâyesi, ikinci plana atılan, ötekileştirilen, her türlü şiddete maruz kalan, dünyadaki tüm kadınların hikâyesi.

Kitabı on yedi yaşındayken kaleme aldım ve on bir ay içerisinde de tamamladım. Tabii ki bu konu üzerine de birçok tepki alıyorum. O yaşta böyle bir kitabı nasıl yazdığıma dair şaşkınlık dolu geri dönüşler alıyorum. Bu beni tabii ki mutlu ediyor, çünkü on yedi yaşında bir çocuğun yazamayacağı kadar ağır ve trajik bir hikâye yer alıyor kitabın sayfalarında.
Kitabın konusundan kısaca bahsedecek olursak: Üç farklı kadının hayat hikâyelerinin ortak bir noktada kesişmesini ele alıyor. Bu üç kadın; bir anne, kızı ve annenin gençlik zamanlarından çok yakın bir kadın arkadaşı. Narina, Zelal ve Nilüfer.


Kitabın sayfalarında yer alan acıların hepsine şahit olacak, o acının tadını damağınızda hissedeceksiniz. Ama sakın kapatmayın kapağı, çığlıklara kulak verin. Ancak böyle duyabilirsiniz ikinci kadınların hikâyesini.

Yorumlar