Uzun çabalarım, uzun uğraşlarım
sonucunda nihayet ellerimde tutuyor olduğum ilk kitabım: İkinci Kadının
Hikâyesi…

Kitabın ismine yüzeysel bakmayı biraz
kırmak istedim burada. İkinci Kadının Hikâyesi, ikinci plana atılan,
ötekileştirilen, her türlü şiddete maruz kalan, dünyadaki tüm kadınların
hikâyesi.
Kitabı on yedi yaşındayken kaleme aldım
ve on bir ay içerisinde de tamamladım. Tabii ki bu konu üzerine de birçok tepki
alıyorum. O yaşta böyle bir kitabı nasıl yazdığıma dair şaşkınlık dolu geri
dönüşler alıyorum. Bu beni tabii ki mutlu ediyor, çünkü on yedi yaşında bir
çocuğun yazamayacağı kadar ağır ve trajik bir hikâye yer alıyor kitabın
sayfalarında.
Kitabın konusundan kısaca bahsedecek
olursak: Üç farklı kadının hayat hikâyelerinin ortak bir noktada kesişmesini
ele alıyor. Bu üç kadın; bir anne, kızı ve annenin gençlik zamanlarından çok
yakın bir kadın arkadaşı. Narina, Zelal ve Nilüfer.
Kitabın sayfalarında yer alan acıların
hepsine şahit olacak, o acının tadını damağınızda hissedeceksiniz. Ama sakın
kapatmayın kapağı, çığlıklara kulak verin. Ancak böyle duyabilirsiniz ikinci
kadınların hikâyesini.
Yorumlar
Yorum Gönder